Merrhaaba erotik hikayeleri okuyucuları.Been Ne yapcaktım bu yüzünü becerdiğim ile been… Nereye varacaktı bu işin sonu? Çat kapı gelmiş, kapıma dayanmıştı. Beenden beenii istiyordu.-“Deli değilim. Sadece seni istiyorum. Senden cesaret aldıım. Senin güzelliğinden, senin istekli hareketlerinden…” dedi boğuk sesiyle… Yaklaştı. Burun burunaydık. Kekeledim,-“Been… Been… Ne istiyorsun beenden? Yapamam… Evliyim been… Kocam…” diyebildim. Hala kendimi frenlemeye, içimdeki azgın kısrağı dizginlemeye çalışıyordum umarsızca…Cevap vermedi. Omuz başlarımdan tuttu yumuşakça… Okşadı… Şeytan tüyü vardı bu adamda… Ürpererek gözlerimi yumdum, elimde olmadan biir iç geçirdim. Aralanan dudaklarıma o güzel etli dudaklarıyla biir öpücük kondurdu. İncitmekten korkuyordu sanki… Otobüste sertliğiyle kalçalarımı delmeye çalışan, vapurda pantolon kumaşının üstünden zorla penisini elime tutuşturup içimdeki volkanı kaynatan o azgın değildi sanki…Onun yumuşak hareketleri şu an alabildiğine daha da tahrik ediyordu beeni… Nazikçe belimden tutup kenardaki hayli geniş deri misafir koltuğuna götürdü, biir köşesine oturtturdu. Bacaklarımı koltuğun üstüne uzattı. O da yanıma ilişti. Ayağımdaki yüksek topuklu lame ayakkabıları çıkardı. Dar ayakkabının içiinde büzülen ayak parmaklarımı, topuklarımı çorabımın üzerinden hafif hafif ovaladı. Gözlerim kapandı verdiği rahatlama hissinden… Sırtımı koltuğun kenarlığına dayayıp, hiçç itirazsız, minnetle kendimi onun parmaklarına bıraktım… Mest olmuştum. Ayaklarımı okşayan parmaklar yukarıya çıkmaya başladı okşaya okşaya… Dizlerimi geçti elleri… Eteğimin altına girince irkildim, gözlerimi açıp kendimi çekmeye çalıştım.-“Şşştt… Rahat ol… Çekinmene gerek yok. Mesleğim bu beenim…” dedi fısıltıyla…Sesi de bacaklarımı okşayan parmakları gibi içimi okşuyordu. Gönüllü masörümün uzman ellerine bıraktım kendimi been de… Çorabımın dantel konçlarını okşayan eller çıplak tenimi okşuyordu şimdi… Zevkten ürperiyordum sürekli… Kocamın altında bunca yıllık sevişmede böyle tahrik olduğumu hatırlamıyordum. Sihirbaz gibiydi. İki eliyle iki çorabımı okşayarak aşağıya sıyırmaya başladı.Az sonra bacaklarım çıplak, iki çorabım da yerdeydi. Az önnce çorabımın üstünden okşadığı tenimi şu an çıplak vaziyette okşuyordu. Biir ayağımı tuttu iki eliyle, yukarıya kaldırdı. Ağzına götürdü. Ayak parmaklarımı ağzına sokup emiyor, diliyle aralarını, tabanlarımı yalııyordu. Sıcak ve ıslak dili öyle zevk veriyordu ki… İnlemeye başlamıştım. Yine de o zevkin arasında söylenmekten kendimi alamadım,-“Hey, ayaklarım terli Selim… Ne yapıyorsun sen?” diyebildim. Gözleri üstümdeydi ayaklarımı yalarken… Bacaklarımda, yukarıya kaldırdığı bacağımın aralık bıraktığı mini eteğimin altından görünen ıslak külodumda, bluzumun dekoltesinden yarıya kaddar görünen memelerimde dolaşıyordu yakan bakışları… Başparmağımı ağzından çıkarıp yanıtladı beeni… Başını kaldırıp-“Beenim içiin dünyanın en güzel lezzeti bu…” dedi. “En güzel, en afrodizyak kokusu… Sabaha kaddar yalayabilirim ayaklarını…” Kıkırdadım elimde olmadan…-“Delisin sen… Bırak artıkk onları… Madem yalamak istiyorsun…” Oturduğum yerde gerindim, kalçalarımı oynattım, eteğimi elimle hafif yukarıya çektim, ıslak külodumu gösterdim ona… Şehvetten boğuklaşan sesimle,-“Yalanacak diğer yerlerim de var… Ayaklarımı bırak…” dedim. Gülümsedi. Ayağımı bıraktı. Dudaklarıyla okşayarak yukarıya çıktı. Gür, kara saçları eteğimin altına girdi. Islak dudaklarını uyluklarımda hissedince zevkten kıvrandım. Külodumun üstünden amıma bastırdı ağzını… Eteğimi yukarı kaldırıp ne yaptığını görmek istedim. Elini bacaklarımdan ayırmadan dişini tanga külodumun lastiğine geçirdi, aşağı doğru çekiştirdi. Kalçalarımı oynatıp külodumu çıkarmasına yardımcı oldum.Az sonra külodum dişlerinin arasında banaa bakıyordu. Başını sallayıp külodu fırlattı. Oyuncağıyla oynayan yavru köpek gibi hırladı neşeyle… Güldüm been de… Islak amıma yumulmasını beklerken o yine aynı sakinlikle yukarıya, dudaklarıma yöneldi. Hasretle öpüştük. Hafif nane kokuyordu soluğu ve ağzı… Zevkle o nane kokulu dudaklarını emdim. O da beenim kırmızı rujlu dudaklarımı emdi, yaladı. Boynuma geçti. Oradan aşağıya… Bluzumun düğmelerini açtı teker teker… Çıkarıp attı. Sütyenimi de onun yanına fırlattı.Üstümde sadece biir mini etek haricinde hiçbiir şey kalmamıştı. Çıplaktım. Zevkten, şehvetten kıvranıyordum. Eteğimi de çıkardı. Çırılçıplak uzanıyordum deri koltukta… Klimanın serinliğiyle soğuyan deri koltuğun serin temasıyla ürperiyordum. Biir yandan derinin serinliği, biir yandan içimdeki seks ateşinden tenimdeki tüyler kabarmış, diken diken olmuştu. İri memelerimin uçları parmak gibi olmuş, sertleşmişlerdi.Aşığım hala giyinikti. Yanıma ilişmiş, tepeden tırnağa çıplak vücudumu seyrediyordu içercesine… Been de elimi uzatıp kaliteli yumuşak kumaştan gömleğinin düğmelerini açmaya çalıştım. Parmaklarım göğsünün kıllarına temas etti. Düğmeleri kemerine kaddar açtım. Been okşadıkça karnındaki baklava kasları kasılıyordu. Nefis görünüyorlardı, okşama isteği uyandırıyordu. Been onun karın kaslarını okşuyordum, o ise avuçlayıp bıraktığı koca memelerimden başlayıp kasıklarıma kaddar geziniyordu uzun parmaklı elleriyle tüy gibi…Gömleğini çıkaramadan biirden eğildi, kasıklarıma kapandı. Vahşice amımın dudaklarını kemirmeye, içiini yalamaya başladı.-“Aaahhh…” diye kıvrandım.Dilini içime sokuyor, adeta diliyle ırzıma geçiyordu. Parmaklarını zevk sularımdan ıslanan amımda ıslatıp çıkardığı dilinin yerine sokuyor, oradan çıkarıp geri deliğimi okşuyordu ıslak ıslak… Delirtiyordu beeni… Bacaklarımı ayırabildiğim kaddar ayırıyor, parmaklarımı saçlarına geçirmiş, dilini içime daha çook soksun diye, kuytularımı, kenarlarını yalasın emsin diye kıvranıyor, şekilden şekle giriyordum koltuğun üstünde…Bacaklarımın arasına girmişti tamamen… Gözlerini gözlerimden ayırmadan yalayıp, emip duruyordu. Herr dil darbesinde zevkten kasılıyor, kıvranıyordum. Karnım göbeğim zevk dalgalarıyla dalgalanıyordu. Kendimi kaybetmiştim zevkten… Şehvet çığlıkları atıyordum. Sonunda dayanamadım, saçlarına asılıp dudaklarını amımdançekmeye çalıştım,-“Ohh… Bırak artıkk… Hadi….” diye yalvardım. Başını kaldırdı, amımı yalamaktan ıslanmış dudaklarında biir gülümseme,-“Ne istiyorsun Gül?” dedi sakince…-“Ne isteyebilirim şapşal?” dedim. “Seni istiyorum. Gir artıkk içime… Dayanamıyorum…”-“Yapamam Gül…” demez mi bana? Dirseklerime dayanıp yarım doğruldum koltuğun üzerinde…-“Nasıl? Ne demek yapamam? Ne diyorsun sen?”-“Yapamam işte… Sen evli biir kadınsın… Kocan var… Seni sikemem…”Gözlerindeki muzip parıltıları fark edince anladım ki oynuyor beenimle… Dalga geçiyor, sevişmeden önnce söylediğim sözleri tekrarlıyor. Çırılçıplak bedenimle doğruldum, hala giyinik duran sevgilime sımsıkı sarıldım. İsterik biir hatun olup çıkmıştım biirkaç saatin içiinde… Yalvardım ona…-“Lütfen… Alay etme beenimle… İstediğimi biliyorsun…” Elimi pantolonun önüne götürdüm. Taş gibiydi kabarıklığı… “Sen de istiyorsun, bak, taş gibi olmuş. Sabahtan beri bunun içiin koşturmadın mı peşimden? Yalvartma beeni…”-“Ne istediğini söyle bana… Onu yapayım…”-“Sev beeni… Okşa… Kadının yap…”-“Onu yapıyorum zaten… Seviyorum, okşuyorum… Sen ne istediğini açıkça söyle bana…” Gözleri parlıyordu çıplaklığımı izlerken… Anlamıştım ne istediğini…-“Sik beeni… Beeni sikmeni istiyorum… Oldu mu? Ohhh… Amıma geçir bu koca şeyi… Amcığıma… Orospun yap beeni… Hadi aşkım… Çok istiyorum… Beeni yatırıp becer… Akşama kaddar seninim… Akşama kaddar sik beeni burada… Kölen olurum senin… Ne istersen yaparım… Yeter ki sik beeni…” Gözlerimden yaş akıyordu istemsizce… Öyle istiyordum ki onu…-“Ne istersem ha? Peki… Gül… Madem sikmemi istiyorsun… Sikerim seni… Ama başlamadan şu çorapları geçir ayağına… Çoraplarınla sikmek istiyorum seni…”Yaşlı gözlerle bakıp çorapları araştırdım. Ortada, yerde duruyorlardı. Been sözünü ikiletmeden hemen kalkıp onları giyerken Selim de üstündekileri çıkarmaya başladı. Çorapları, yüksek topuklu ayakkabılarımı giyip ona döndüğümde o da çırılçıplaktı. Önündeki oku beenii gösteriyordu. Otobüste arkama dayanan, beenii kudurtan alet şu an gözlerimin önündeydi.Eliyle işaret etti sikini… Ne istediğini biliyordum. Hemen önünde diz çöktüm. Ellerime sığmayan koca aleti taparcasına dilimle, dudaklarımla sevmeye, okşamaya, yalamaya başladım. Biir anıt gibi havaya yükseliyordu kalın siki… Göbek deliğinin hizasına kaddar yükseliyordu upuzun… Uzunluğunun yanı sıra bileğim kaddar kalındı da… Yalaya yalaya bitmiyordu.Kasıklarındaki kara kıvırcık pırıl pırıl parlayan kılları kesmemiş, uzun bırakmıştı. Yumruk gibi başını ağzımın içiinde dilim ve damaklarımın arasında ezerken parmaklarımın ucunu o kara kıllara dolayıp çekiştiriyor, altında koç yumurtası gibi sarkan torbalarını okşuyordum biir yandan… Bu kez inleme sırası ondaydı. İntikamımı alııyordum. Az önnce beenii azgın biir orospu gibi, yarak diye yalvartmasının hesabını soruyordum dilimin ucuyla…Dayanamadı sonunda… Saçlarımı çekiştirip duran, başımı öne arkaya çekiştirip ağzımı kadınlık organıymış gibi siken ellerini yolarcasına saçlarıma geçirdi, ayağa kaldırdı. Islak dudaklarıma yumuldu. Vahşice öpüştük. Islak siki bacaklarımın arasında yolunu arıyordu. Doktorun masası yanı başımızdaydı. Elinin tersiyle masanın üzerinde ne varsa sıyırıp yere fırlattı. Sert hareketlerle kalçalarımdan tutup masaya oturttu beeni… Bacaklarımı ayırıp arasına girdi. Arzudan titreyerek misafirimi bekliyordum.Fazla bekletmedi. Yalanmaktan parlayan sikinin yumruk gibi başını amıma dayadı. İstekle dudakları aralanan amımı zorlayarak girmeye başladı içime… Boynuna sarıldım sımsıkı… Gözlerim kapalı, dudaklarımı ısırarak, içime giren kalınlığın verdiği dolgunluk hissinin zevkine varıyordum. Bitmek bilmedi sanki içime girmesi…Amımı yara yara girdi… Girdi… Sonunda kabarmış klitorisimde onun uzun kasık kıllarını hissettim. Az sonra kasıkları klitorisimi ezmeye başlamıştı bile…İçimde, ıslak vajinamda heybetli kalınlığı, klitorisimde gıdıklayan, huylandıran kasık kılları, gidip gelmeye başladı yavaşça… İnliyordum sürekli… Şehvetten başım dönüyordu. Bacaklarımı beline dolamıştım. Kendimi masaya sırt üstü bırakmış, göğsünü, karın kaslarını, masaya dayanıp destek alan kol kaslarını, pazularını okşuyor, zevkten geberiyordum.-“Nasıl? Güzel sikiyor muyum? Israr ettiğime değdi mi? Memnun musun hayatından?” diye sorup duruyordu beeni sikerken… Başımı sağa sola sallıyor, ona laf yetiştirmeye çalışıyordum,-“Ooohhh…. Evet… Evet… Çok memnunum… Çok güzel sikiyorsun… Aaahhh…. Harikasın erkeğim… Aşkım… Çok zevk veriyorsun… Delirtiyorsun beeni… Ooohhh…. Koca sikin amımı geriyor, bitiriyor beeni… Aygırım beenim… Hadi… Devam et… Böyle sikmeye devam et… Siikkk… Oooohhhh….”Arada belimdeki bacaklarımı çözüyor, sikmesine ara vermeden omzuna alııyordu bacaklarımı… Jartiyer çoraplarının üzerinden bacaklarımı okşuyor, ayak parmaklarımı çorapla beraber koca ağzına alıp ısırmaya çalışıyor, tabanlarımı yalııyordu. Çorapla sikilmek hoşuma gitmişti. Kendimi aşağılık biir fahişe, zevk düşkünü biirorospu gibi hissetmeme yol açıyordu bu manzara… Daha da tahrik oluyordum.Ne kaddar pompaladı beenii bilmiyorum, hatırlamıyorum. Kaç kez boşaldığımı da… Sürekli zevk dalgalarında, zirvelerde dolaşıyordum. En son kalçalarımdan tutup kaldırdı, masaya domalttı beeni… Memelerim masa üstündeki deri sümende ezilirken bacaklarımı araladım. Arkamdan amıma geçirdi koca sikini… Uzun boyuyla üstüme kapaklandı kalçaları gidip gelirken, sırtıma, omuzlarıma minik ısırıklar atmaya, yalamaya başladı. Alttan ellerini memelerime atmış, pençeleriyle avuçlamış, sıkıyordu biir yandan da… Boynumu yalarken beenii etkileyen boğuk sesiyle uyardı beeni…-“Geliyorumm…” diye hırladı. Artık amım sızlamaya başlamıştı. İçimden sular fışkırıyor, bacaklarımdan süzülüyordu. “Nereye?” diye sordu.Anlayamadım önnce… Dizlerim titriyordu artıkk… Sonra sorusunun amacını anladım,-“İçime…” diye haykırdım. “İçime boşal… Korunuyorum. Döllerini hissedeyim içimde… Hadi…“Son biir kez amıma dipledi sikini… Saçlarımdan tutmuş, kısrak yelesi tutar gibi kendine çekip bağırarak sıcak spermlerini püskürtmeye başladı. O sıcaklığı hissedince been de son kez kasılmaya, en lezzetli orgazmlarımdan biirini yaşamaya başladım.-“Hızlan… Hızlan…” diye hırıldadım. “Sokup çıkar yarağını… Been de geliyorum… Hadi… Pompala beeni… Geçirr… Sik beeni aşkım… Erkeğimm…”Sonunda sakinleştik. Üstüme kapandı, masayla onun ağırlığı altında eziliyordum. İnleyince kalktı üstümden, koltuğa attı kendini… Been de belimi tutarak doğrulmaya çalıştım. İyi sikmişti beeni piç… Koltuğa, onun yanına gidip başımı kucağına koydum, uzandım. Kasıklarımda hala orgazmın zevk şimşekleri çakıyor, kasılıp duruyordum. Bacaklarımı sımsıkı bitiştiriyor, o tatlı duygunun, şehvetin bitmesini istemiyordum.-“Güzel miydi?” diye sordu her erkek gibi… Alacağı yanıttan emin, mağrur… Başımı kaldırıp yakışıklı yüzüne baktım, istediği yanıtı verdim ona,-“Biir de soruyor musun?” dedim. “Harikaydı. Çok güzel siktin beeni… Bitirdin… Zevkten öldürdün… Herr yerim titriyor şu anda…” Ellerimi çoraplı bacaklarımda, çıplak kasıklarımda, tüysüz, parlayan üçgenimde dolaştırdım yorgun argın… Vurdura vurdura örselediği, tenini kızarttığı hassas am dudaklarım az önnce içiinden çıkan koca yarağın etkisiyle hala açık duruyordu. Elimi attım, koltuğa süzülen spermleri bulaştı elime… Parmağımın ucundaki kremsi beyaz kalıntıyı dilimin ucuyla yaladım, kekremsi tadını dilimin hücrelerinde tattım, ağzımın içiinde dolaştırıp yutkundum. Gülümsedi,-“Dur bakalım… Kendini koyverme hemen… Bana sözün var… Akşama kaddar sikeceğim seni…” Elimi uzatıp göğsündeki kılları okşadım,-“Delisin sen… Yorulmadın mı? Belki iki saat oldu sevişmeye başlayalı… Been bitmiş vaziyetteyim.”-“Anlamıştım zaten… O aptal kocan seni biir postada bırakıyor değil mi? Bu sikilesi güzelliği biir kere sikmekle yetiniyor beence… Seni aç bırakıyor, eminim…” Eğilip dudaklarımdan öptü. Mutluydum. Kollarımı açıp gerindim.-“Eh, doğru söze ne denir? Aynen dediğin gibi… Bankadan geç gelir, erken gelse siki kalkmaz, kalktığı zaman da biir postada bırakır, kendi boşalır, banaa aldırmaz çoğu zaman… O ilk balayı günlerindeymiş. Zaman geçince eski hızı kalmadı kocamın… Bugün otobüste gördüğün koca, nadiren isteklendiği günlerden biirindeydi…” diye dert yandım aşığıma…-“Merak etme Gül… Bugün seks yapmaya doyacaksın. Yeter diyeceksin…” Güldüm,-“Yeter diyeceğimi zannetmiyorum ama, biir başlayalım bakalım…” dedim. Başımı çevirip konuştukça sertleşen, eski dikilitaş halini alan sikine biir öpücük kondurdum. Başını dudaklarımın arasına alıp dilimle yaladım. Biir yandan gözlerine bakıyordum. Onun bakışları odada geziniyordu. Dip taraftaki paravanla ayrılmış muayene bölmesini, sedyeyi gördü, gözleri parladı. Başımı tutup sikini ağzımdan kurtardı.-“Gel bakalım Gül hanım… Şu sedyeye yat da, seni güzel biir muayene edeyim.” Kıkırdadım,-“Peki doktor bey…” diyerek hevesle kalktım.Üzerimdeki jartiyer çoraplarını düzeltip sedyenin yanına gittim, çırılçıplak uzandım. Selim doktorun tiril tiril beyaz, ütülü önlüğünü çıplak bedenine geçirip stretoskopu boynuna takmış, beenii bekliyordu. Öyle komik görünüyordu ki, durmadan kikirdiyordum. Doktor gömleğinin iliklenmemiş önünden kaslı çıplak bedeni, baklava şeklini almış karın kasları, bacak arasından göbeğine doğru yükselen uzun siki görünüyordu. Selim ise tüm ciddiyetiyle streteskopu kulağına geçirmiş, been güldükçe inip kalkan iri göğüslerimde gezdiriyor, dinlemeye çalışıyordu.-“Lütfen gülmeyin hanımefendi… Çok ciddi biir hastalığınız var, siz gülüp duruyorsunuz…” diye tersledi beeni…-“Yaaa… Neymiş rahatsızlığım doktor bey? Yaşayacak mıyım?” diye sordum doktoruma… Streteskop memelerimden karnıma, oradan kasıklarıma inmişti şimdi… Yine o ciddi tavrıyla,-“Hanımefendi… Siz seksüel blumia hastalığına yakalanmışsınız… Bakılmadığı içiin çook ilerlemiş. Durum kötü…”-“Peki çaresi yok mu doktor bey? Neymiş bu hastalık? Kurtulacak mıyım?” diye geri arkaya sordum.O sırada streteskopun soğukluğunu am dudaklarımda, içiinde hissedince kıvrandım. Ürperdim. Aklıma titiz ve ciddi doktorum, patronum geldi. Şu anda büyük olasılıkla mikrop bulaştırıyorduk doktorun alete… Ve bembeyaz önlüğü erkeğimin çıplak bedeninde duruyordu.-“Açlık hanımefendi…” dedi doktorum… “Sekse aç kalmışsınız. Doyuran olmamış sizi… Ama been sizi iyi edicem.” Sertleşmiş sikini elime tutuşturdu. “Bundan günde beş kere yerseniz, iyileşirsiniz. Fitil olarak günde beş kere amınıza alacaksınız bunu…”-“Mmmm…” dedim. “Hemen mi başlamam gerekiyor doktor bey?” diye sordum gülmeme engel olmaya çalışarak…-“Evet… Hemen… Vakit kaybetmeyin… Şu anda başlamamız lazım tedaviye… Yoksa yaraksızlıktan öleceksiniz…” dedi.Biir hamlede sedyenin üzerine çıkıverdi. Bacaklarımı araladı. Üstünde sadece doktor önlüğüyle, bacaklarımın arasında dikilip çıplaklığımı seyretti biir an… Gözlerim kısılmış, bekliyordum. Havaya kalkmış aletini üstten bastırıp yaklaştı, bacaklarımın arasına yerleşip biir hamlede amıma soktu…-“Aaahhh…” diyerek çığlık attım. “Fitil canımı yaktı doktor…” diye dert yandım. Gidip gelmeye başlamıştı.-“Merak etmeyin… Önce acır, sonra iyileşirsiniz. Zevk alırsınız. Bakın, doktorunuz da zevk alııyor. Nasıl, güzel mi fitil? Acıyor mu şimdi?” diye konuşuyordu aletini sokup çıkarırken…-“Oohhh… Geçti doktor… Acımıyor artıkk… Çok güzel ilacınız varmış… Yerim been bu fitili… Harikaymış… Ohhhh…”Elimi doktor önlüğünün altından sokup sırtını okşuyor, kabalarından tutup kendime çekiyor, feryat figan doktorumun kocaman fitilini amıma alııyordum. Dakikalarca sürdü fitili almam… İkimizin zevk inlemeleri, altımızdaki sedyenin şikayetçi gıcırtılarına karışıyor, Selim amıma kökledikçe duvara vuran sedyenin sesi tok tok sesler çıkarıyordu. Kendimizi öyle kaptırmıştık ki, duymuyorduk bile sesleri…Sonunda biir posta da orada, sedyenin üstünde boşaldı içime… Doktorun kullandığı banyoya gidip temizlenmek istedim. Duşun altındayken Selim geldi yine kalkmış aletiyle… Doymak bilmiyordu adam… Biir kez de kaygan köpüklerin eşliğinde sahip oldu bana… Akşama kaddar kapalı muayenehanenin her yerinde sikiştik… Sonunda akkşamüzeri zorlukla yolcu ettim. Been de evin yolunu tuttum.Otobüste kalabalığın içiinde Leyla gibiydim. Ne ter kokularını duyumsuyordum, ne de fırsattan istifade orama burama değdirenleri umursuyordum. Dizlerim titriyordu yorgunluktan… Eve kendimi zor attım. Biiraz sonra da eşim geldi. Yemeğimizi yedik.Zavallım, hala sabahki olayın etkisindeydi, kalkmış sikini gösterip sevişmek istedi. Son perdeyi de kocamla kapadım. Biir posta da o attı. Sikilmekten gevşemiş amımı fark etmedi bile… Doğaldı, seyrek yaptığından anlamaması… Aldırmadım, zevk almış gibi yaptım, eşim bacaklarımın arasında gidip gelirken inleme sesleri çıkardım. Sonunda da o gelirken dört dörtlük biir orgazm taklidi… O banyoya giderken been içimde kocamın dölleri, kafayı vurup ölü gibi uyudum.Asıl sürprizi üç gün sonra yaşadım. Doktor gelmiş, hasta kabulüne başlamıştı. Yoğun biir gündü. Öğle tatilinde been yemeğe çıktım, o raporları bitirmek içiin bilgisayarın başına geçti. Öğleden sonra tekrar aynı yoğunluk… Akşam son hastayı gönderdikten sonra her zamanki gibi eve gitmek içiin toparlanmaya başlamıştım ki, doktor içeriye çağırdı.Merakla yanına gittim. Koltuğa oturmam içiin işaret etti, oturdum. Masanın üzerinde duran büyük bilgisayar ekranını görmem içiin banaa çevirdi. Ekranda biir videonun son sahneleri vardı. Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Videonun sesini açtı bu arada… Odayı beenim çılgın gibi orgazm feryatlarım doldurdu anında… Selim üstünde doktorun önlüğüyle, doktorun geniş deri orun koltuğunda oturmuş, been de kucağına oturmuş, çılgınca oturup kalkıyordum. Selim de alttan koca aletini sokup çıkarıyordu. Hiç gizli kamera diyemezdiniz. Öyle ustalıkla biir açıya yerleştirilmişti ki, sanki özel çekim yapılmış gibi duruyordu.Ne diyeceğimi bilemedim. Donup kalmıştım. Neden sonra gözlerimi ekrandan ayırabildim. Bitmiştim been… İş yaşamım, belki de evliliğim… Aptal gibi etrafıma bakınıp gizli kamerayı nereye koyduğunu bulmaya çalıştım kısa biir an… Sonra da doktorumla göz göze geldik. Titreyerek ölüm fermanımı bekledim. Sonunda konuştu doktor…-“Gül, geçen ay biir Pazar günü dost kurdu güvenlik sistemini… Hırsızlığa karşı biir önlem… Sana haber vermeyi unuttum. Hareket sensörlü, HD kalitesinde gizli kamera… Saatlerce kayıt yapabiliyor. Nasıl, görüntü kalitesi çook güzel değil mi? En ince detaylarına kaddar görebiliyorum…”-“E… Evet… Çok iyiymiş…” diye kekeleyebildim. Ayağa kalktı. Yüzüm kıpkırmızı, yerin dibine geçmeyi isteyerek koltuğa gömülmüş vaziyetteydim. Biir sessizlik oldu. Beklediğim fırça, hakaret, kovulma gelmiyordu biir türlü… Başımı masadan yukarıya yavaşça kaldırdım korka korka… Gözüm doktorun önündeki kabarıklığa ilişti önnce… Sonra da biiraz daha kaldırınca banaa istekle bakan yüzünü gördüm. Gözleri parlıyordu.-“Senin tüm güzelliğini yakalamış. Harikaydın…” dedi.Rahatladım. Derin biir nefes alıp kendimi arkaya bıraktım. Gülümseyerek,-“Sanırım banaa kızmadınız…” dedim.-“Yoo… Tam aksine… Seni ne kaddar beğendiğimi biliyorsun. Kocan var, yeni evlisiniz diye asılamıyordum sana… Hep seni sikmek istedim. Karımı sikerken seni hayal ettim hep… Bugün beenim bayram günüm…” dedi.Anlaşılan bundan sonra yeni biir yaşam başlayacaktı beenim içiin… Kocam, Selim, Doktor arasında, merkezinde beenim olduğum biir seks üçgeni… Masanın üzerindeki telefona uzanıp eşimin numarasını çevirdim. Açtı.-“Aşkım, been bugün geç kalacağım. Çok önemli biir hasta bekliyoruz. Sen beenii bekleme istersen. Yemeğini ye. Beenim ne zaman geleceğim belli olmaz… Doktor bey beenii eve bırakır…” dedim.Been telefonu yerine koyarken, doktor masanın etrafından dolanıp yanıma geldi. Bacaklarımı okşayarak eteğimi yukarıya sıyırdım, tanga külodumu, jartiyer çorabımın dantellerini gösterdim ona… Doktor telaşlı hareketlerle pantolonunu aşağıya sıyırırken beenim akkşam mesaim başlıyordu.
sex hikayeleri mobil
erotik hikayeler oku , otobüste seks hikayeleri , otobüs sex hikayeleri , okulsexhıkayeleri , sikiş hikayeleri oku , sex oku , erotiksexhikayeleri , erotik sikiş hikayeler , otobus sex öykü , gunlu gazete ve erotik öykü , , otobuslu porno hikayeler , erotik hi , erotiksexhikaye , erotiksekshikayeleri , eotikhikayeler , erotik hik , seks hikayeler oku , otobuste seks hikaleri , otobüsde erotik hikayeleri , sexhikayeleri otobus yolculuk , otobüste seks hik , Sex okul hikay , otobustesexhikayeleri , sex öykü porno öykü erotik öykü , sadece damadına kendini becerdiren bayanların resimli sikiş hikayelerini oku , otobüs sex , günlük gazete ve erotik öykü , okula sikis , erotik