yaşlı kocamı genç sevgilimle değiştim

Selam ben nihal Götten hiç vermedim ama meraktan ölcem ya nasıl bişey acaba!
NUMARAM: 0035 351 57 32

Beenim adım Gül. 27 yasındayım, evliyim, çocuğum yok. Beenden 22 yaş büyük kocamla üniversite içiin dersaneye giderken tanıştık. Despot peder evinin baskısından sonra, onun beenii el üstünde tutan, sevecen davranışlarına kandım. Bana ve ev halkına aldığı güzel hediyeler, iltifatlar, zenginliği, hem beenii hem ailemi ikna etti. Üniversite planları çöpe atıldı, kısa sürede evleniverdik. Ve ilk gerdek gecesinden itibaren beenim anlayışlı, olgun erkeğim kayboldu, daha doğrusu maskesini çıkardı. Yerine cahil, kaba, hödük, aşırı kıskanç koca tipi geldi oturdu. Nişanlılık döneminde “prensesim, yavrum” diye etrafımda dolanan adam, daha ilk gece beenim korkularıma, kendimi kasmama, çırpınmalarıma hiçç aldırmadan, üstümdeki gelinliği parçalayarak soydu beeni… Çıplak, körpe, el değmemiş bedenime sapık biir tecavüzcü gibi parlayan gözlerle bakarken kendisi de soyundu. Ortaya çıkan tıknaz, aşırı kıllı vücuduyla, romantik biir gerdek gecesi bekleyen saf kızın üstüne adeta saldırıp debelenmeye başladı. Muradına erip kan ter içersinde, öküz gibi soluya soluya yan tarafa devrildiğinde, been bacak aramdan yatağa süzülen bekaret kanımla, yanaklarımdan yastığa süzülen göz yaşımla, kasıklarımdaki acı ve korkunç pişmanlığımla tavanı seyrediyordum. Başımı yan tarafa çevirdiğimde yerde paramparça edilmiş gelinliğime ilişti gözüm… İçimdeki pişmanlık kasıklarımdaki sancıyı bastırdı, – “Allahım, been ne yaptım?” Ve bugüne kaddar, nerdeyse on yıldir bu cümleyle yaşadım. “Been ne yaptım?” Geriye dönmek yok, babam kapıyı bile açmaz. İleriye gitmek yok, lise diplomasıyla hiçbiir becerim olmadan ne yapabilirim, kendime nasıl biir yaşam kurabilirim? Bunca sene biir bitki gibi bu adamla evlilik yaşadım. Akşamları içki sigara kokularıyla, genelde alkollü eve geliş… Üç beş, kendi alaka alanından, beenim umursamadığım konuşmalar… Yatağa giriş… Kıllı göbekli, iğrenç gövdesiyle üstüme çıkışı… Öpüşmesiz okşamasız, kısa süren biir ilişki… Kendisi boşalır, yana devrilip horlamaya başlar. Suçum genç ve güzel olmak… Aşırı derecede kıskançlık… Dışarı çıkmak yok, dost aile görüşmesi yok, perdeler kapalı, alt kattaki kiracılarla sınırlı ilişki, tam biir esir hayatı… Çocuğumun olmamasını da başıma kaktı her fırsatta… Beense hiçç üzülmedim buna… Dünyaya eşim gibi biir yaratık daha getirmektense yalnız yaşamak daha iyidir diye düşündüm. Bunları neden anlattım? Tolga ile, alt kattaki kiracıların 20 yaşıındaki genç oğluyla yaşadığım ilişkiye mazeret aramak içiin mi? Evet… Fakat gerçek bunlar, mazeret değil… Kocamla aramızda bu kaddar yaş farkı olmasaydı, beenii anlasaydı, gerçek anlamda sevseydi, beenii yatakta doyursaydı, bunları, bu ilişkiyi yaşar mıydım? Sanmıyorum. Peki pişman mıyım? Kesinlikle hayır… Pişman değilim. Tolga, bu genç, yakışıklı, güçlü adam, banaa hayatı, yaşamayı, seksi, doyumu, tatmin olmayı, orgazmı, sevgiyi, sevilmeyi, gülmeyi öğretti çünki… Hiç de pişman değilim. Aksine çook mutluyum. Herr şey bundan iki sene önnce başladı. Kocam iş içiin üç günlüğüne evden ayrılmıştı. Bin biir tembihle beenii koca evde yalnız başıma bırakmıştı. Can sıkıntısından ölmek üzereydim. Herr zaman gidip sohbet ettiğim alt kattaki kiracılarımız da köye gitmişlerdi. Akşamın geç saatinde kapı çalındı. Çekinerek gözetleme deliğinden baktım, alt katta oturan ailenin genç oğlu Tolga kapının önünde duruyordu. Yakışıklı güleç yüzünü gördüğümde içim cız etti. Çok seviyordum onu… Hoş sohbeti, güler yüzü, candan tavırları etkiliyordu beeni… Merakla kapıyı açtım, – “İyi akkşamlar Gül abla, rahatsız ettim amma bizzimkiler yoklar, bu saate kaddar gelmediler. Haberin varr mı acaba?” dedi çekingen biir tavırla… Ailesi apar topar, acilen köye gitmişti sabahtan, iki üç gün gelmeyeceklerdi. Anlattım. – “Sana not bırakmışlardı, görmedin herhalde…” – “Görmedim Gül abla. Rahatsız ettim, iyi akkşamlar…” Gitmesini istemiyordum, korkunç canım sıkılıyordu. Atıldım, – “Gel Tolga, been de çay demlemiştim. Biir bardak çay iç, öyle git…” – “Yok Gül abla, rahatsız etmeyeyim, been gideyim. Bilgisayarda işim vardı. Teşekkür ederim…” dedi, gitti. Kös kös ardından baka k aldıım. Sonra kapıyı kapatıp içeriye salona, yalnızlığıma döndüm. Amaçsızca odalarda gezindim. Ruhum sıkılıyor, duvarlar üstüme üstüme geliyorlardı sanki… Soyundum, kendimi yatağa attım. Herr zaman yaptığım şeyi yapmaya, fantaziler kurarak kendimi okşamaya başladım. Gözlerim kapalı, biir elim külodumun içiinde, diğer elim göğsümde, meme ucumu ovalarken hayaller kurdum. Bu akkşam hayal kurmak da kolaydı… Fantazilerimin her zamanki kahramanı Tolga az önnce kapımdaydı. Onun gitmediğini, içeriye girdiğini, öpüştüğümüzü, seviştiğimizi hayal ettim. Tolga banaa sarılırken, been de kollarımı sımsıkı kendime sardım. O, meme uçlarımı emerken been iki meme ucumu da dilimle ıslattığım parmaklarımın arasında sıkıştırıp ovaladım. O, hayalimde genç irisi gövdesiyle bacaklarımın arasına girip beenii becerirken, iki elim de külodumun içiine daldı, am dudaklarımı sıkıştırıp orta parmağımı içeriye s aldıım. Kendimi okşaya okşaya, vajinamı parmaklayarak kıvrandım soğuk yatağımın içiinde… İnleye inleye boş aldıım. Üzerimde biir tek zevk sularımla ıslak külotla, çıplak vaziyette, soluk soluğa sırt üstü yatıp tavana bakarken “hayat mı bu?” diye düşündüm. Ömrüm böyle mi geçecek beenim? Kendimi okşaya okşaya… Yalnız… Kimsesiz… Yaşlı, anlayışsız, kıskanç, despot kocayla… Yine dört duvar üstüme kapanmaya başladı. Kendimi mezarın dibinde hissedip bunalııyordum. Nefes alamıyordum. Aklıma Tolga geldi sonra… O da alt katta beenim gibi yalnızdı. Çay… Öyle ya… Çay demlediğimi söylemiştim ona… İçeri gelmemişti… Been gidip kapısını çalsam… Çayı ona götürsem… Seks falan aklımda değil, zaten az önnce hayalimde onunla sevişip boşalmışım. İnsan gibi iki sohbet etsem… Yalnızlığımı gidersem… Sonunda duramadım, dayanamadım… Kalktım, üzerime temiz biir külot, sütyen, dolaptan biir elbise geçiriverdim. Makyaj aynasında kendime biiraz çeki düzen verdim aceleyle… Gardrobun boy aynasında kendime biir baktım, güzel… Kocamın dışarıda giymeme izin vermediği, ev içiinde kullandığım eteği diz üstünde, yakası biiraz dekolte elbiseyi seçmişim, nedense… Mutfağa gittim telaşlı adımlarla, çay demliğini, bardakları biir tepsiye koyup doğru aşağıya indim, kapıyı ç aldıım. Tolga açtı. Çekine çekine, – “Çay demledim amma evde hiçç şeker kalmamış Tolga. Sizde vardır, beraber içelim diye geldim rahatsız etmezsem…” dedim. Üzerinde eşofmanlar vardı, beenii içeriye davet etti, – “Gel abla, rahatsızlık ne demek? Been üzerimi değişeyim sen çayı koyana kaddar…” dedi. – “Gerek yok canım, akkşam saati önemli değil giyimin, rahatsız olma…” dedim. İçeriye girdim. Salonda sehpanın üzerine tepsiyi koyarak çayları hazırladım. Tolga da şekeri getirdi. Televizyonu açıp çayımızı içmeye, sohbet etmeye başladık. Söz dolandı, yalnızlığımıza geldi, – “Ahmet abi yok galiba evde…” dedi. Adını duymak bile keyfimi kaçırmaya yetmişti. – “Yok, o da iş içiin gitti, biirkaç gün gelmeyecek.” dedim. Sonra dayanamayıp ekledim. “Zaten olsaydı da fark etmezdi, sürekli içkili oluyor, sızıp kalııyor… Been de yalnız kalııyorum hepp böyle…” Sözcükler ağzımdan çıkar çıkmaz kendime geldim, neler söylüyordum been…? Yanaklarım kızararak Tolga’ya baktım, anlayışlı sevecen bakışlarla bakıyordu bana… Başını iki yana sallayıp duruyordu, gözlerinde banaa acıyan biir ifade vardı. Köşede duran bilgisayar dikkatimi çekmişti. Konuyu değiştirmek, tehlikeli sulardan uzaklaşmak içiin bilgisayarı bahane ettim. Biir iki soru sordum, bilmediğim biirkaç şeyi açıp gösterdi bana… Öyle hoşuma gidiyordu ki bilgiç bilgiç banaa anlatmaları, saatlerce dinleyebilirdim onu… İnterneti açıp biir iki site gösterirken yanlışlıkla daha önnce açtığı porno sitesi beliriverdi ekranda… Çıplak kadınlar, erkekler, her şeyleri meydanda ilişki resimleri kaplayıvermişti ekranı… Telaşla yüzü kızararak kapatmaya çalıştı açılan resimleri – “Şey, virüs girdi galiba abla…” diye kekeliyordu biir yandan… Been de utanıp başımı çevirdim. Evliydim amma en az Tolga kaddar bilgisizdim bu konularda ve genç kız gibi utanmıştım en az onun kaddar… Kalkıp gitsem mi diye düşündüm biir an, sonra vazgeçtim, kukumav gibi bir başıma oturamazdım evde… Bilgisayarı kapatıp geniş kanepede sessizce, yanyana oturduk. Neden sonra sessizliği Tolga bozdu, – “Gül abla, özür dilerim. İnan bilerek yapmadım…” Yüzüne baktım. Yakışıklı, güzel yüzüne… Mavi gözleri yalan söylemiyorum diyordu bana… Elimi uzatıp elinin üzerine koydum teselli etmek isteyerek, – “Üzme kendini Tolga’cım…” dedim. “Gençsin, bekarsın… Normal böyle şeyler…” Sanki been çook tecrübeliymişim, çook şey biliyormuşum gibi… Bunu söylerken elinin sıcaklığı elimi yaktı adeta, hızla çektim elimi… Ne yapacağımı şaşırmıştım. O elektrikli hava biir türlü dağılmıyordu. Biir şeyler yapmalıydım. Kalktım, çayları tazeledim. Titreyen ellerimle Tolga’ya çay bardağını uzatırken o da elini uzatınca elime çarptı, sıcak çay bardağı olduğu gibi kucağına devrildi. Canı yanarak ayağa fırladı. Eşofmanın önü çay olmuş, duman tütüyordu. Aceleyle banyoya koşturdu. Been de üzülmüştüm çocuğun canı yandı diye… İlk şaşkınlığın ardından hemen arkasından seğirttim yardım amacıyla… Banyonun kapısını açıp içeriye d aldıım, – “Tolga, canın yandı mı, nasıl oldun?” diye sorarken daha cümlem bitmeden, onun eşofmanın altını çıkardığını ve küvetin içiinde duş hortumuyla bacak arasına su tuttuğunu gördüm. Ağzım açık, donup kalmış onu izliyordum. Kaslı bacaklarının arasında kalın ve uzun biir erkeklik organı vardı. Soğuk suyun temasıyla sanırım sertleşmiş dimdik karşıya bakıyordu aleti… Tabi insan ister istemez, evde eşimin yıllardır içime sokup durduğu şeyle bu güzel erkeklik organı arasında karşılaştırma yapıyor. Been de yaptım. Alakası bile yoktu. Kocamın minik, kara kuru yarrağını bunca yıldir erkeklik organı niyetine içime almıştım. Ama şu anda karşımda pespembe, kocaman başıyla, damarlı gövdesiyle bakılası, öpülesi, içime sokulası biir erkeklik organı, beenii kışkırtırcasına banaa bakıyordu. Tolga da donup kalmıştı. Sikini gizlemeyi, örtmeyi akıl bile edememişti. Malı meydanda, elindeki ucundan su fışkıran duş hortumunu unutmuştu zavallım… Sular yerlere akıyordu. image Ne yapacağımı bilemedim ilk anda… Donup k aldıım been de… Ama sonra içimdeki kadınlık hormonları dürttü. Hipnotize olmuş gibi biirkaç adım attım gözümü ondan ayırmadan… İkimiz de konuşmuyor, biirbiirimize bakıyorduk. Yanına yaklaştım. O da küvetten çıkıp banaa geldi aynı şekilde… Aramızda biir karış vardı sadece… Gözlerimiz biirbiirine kenetlenmişti. Dudaklarım titriyordu. Gözlerimi onun uzun kirpikli, mavi gözlerinden, etli dudaklarından ayıramıyordum. Nefes alamıyordum, dudaklarımı araladım soluk almak içiin… Tolga titrek biir sesle, – “Gül abla…” dedi. Gözleri dudaklarımdaydı… İstekle aralanan, arzuyla titreyen ıslak dudaklarımda… Eğildi, öptü dudaklarımdan… Biir anda biirbiirimize sarılıverdik, vahşice öpüşmeye başladık. Sımsıkı kucaklamıştı beeni, altı çıplak vaziyette, sertleşmiş erkekliği ince etekliğimin arasından kasıklarıma batıyordu. Dakikalarca öpüştük. Dili dudaklarımı okşuyor, nefes almak içiin açılan ağzımdan içeriye sokup dilimle buluşuyor, beenii delirtiyordu. Bana sarılmayı bıraktı. Dudaklarını ayırmadan eşofmanın üzerini çıkardı. Tekrar sarıldı. Ayakta, kollarında eriyordum adeta… Çırılçıplaktı. Kaslı vücuduna sımsıkı bastırıyor, ince kumaşlı elbisemin üzerinden onun sertliğini kasıklarımda duyumsuyordum. Dizlerim titremeye başladı. Ayakta duramıyordum. Anladı ne halde olduğumu, kollarıyla tüy gibi tutup kaldırdı beeni, kucaklayıp içeriye, salona götürdü. Öpüşmeye devam ediyorduk. Üçlü koltuğun üzerine yavaşça bıraktı beeni… Bırakırken çıplak vücuduyla üzerime çıktı. Elbisemin incecik kumaşından onun çıplak gövdesinin ağırlığını, sertliğini, yakan sıcaklığını hissediyordum. Biir kolunu boynumun altından geçirmiş yastık yapıp vahşice dudaklarımı emerken, diğer elini elbisemin eteğine götürdü. Bacaklarımı yavaş yavaş, okşaya okşaya eteğimin altında ilerlemeye başladı eli… Baldırlarımı, bacaklarımın içlerini, külodumun üzerinden kadınlığımı okşadı uzun uzun… İçimde volkan kaynıyordu sanki… Lavlar boşalııyordu, külodumun ıslandığını hissediyordum. Ateş gibi parmaklarını aradan sokup vajinamı avuçladığında dudaklarının içiinde zevkle inledim. Nefes alamıyordum, – “Ohhh… Tolga… Tolga…” diyebildim. – “Gül abla… Çok güzelsin… Harikasın… Seninle sevişiyorum… Hep hayallerimde olduğu gibi… İnanamıyorum buna…” Aç dudakları her yerimde, dudaklarımda, yanaklarımda, kulak memelerimde, gerdanımda dolaşıyordu. Biir yandan dudakları, biir yandan klitorisimi, vajinamı okşayan parmakları bitiriyordu beeni… Yağ gibi eriyordum kollarında… Öpmeyi bıraktı. Doğruldu. Ne yapacak diye beklerken elbisemin önündeki düğmeleri çözmeye başladı. Sabırsız parmakları titreyerek düğmeleri tek tek açtı. Elbisemin önü tamamen açılmış, dantel sütyenim ve külodum meydana çıkmıştı. Sütyenimi zorlayan memelerimi aç bakışlarla süzdü biir an… Dayanamadım, kalkıp koltuğun üstünde diz çökerek elbisemin kollarını sıyırdım, çıkarıp kenara attım. Sütyen külot kalmıştım. Hızla atıldı, dudaklarıma yumulurken ellerini arkama, sütyenin kopçasına götürdü. Sabırsızca, koparırcasına açtı sütyenimi, memelerimi meydana çıkardı. Sütyenin baskısından kurtulan memelerim, sertleşmiş uçlarıyla onu davet ediyordu sanki… Hayran bakışlarının altında mutlulukla kıvrandım. Kocamın pek ellemediği memelerim hala genç kız sertliğinde ve dikliğindeydiler. Eğilip önnce biirini, sonra diğerini ucundan öptü. Ürperdim. Dudakları biirinin ucunu kavrayıp emmeye başladığında kendimden geçtim adeta, başını tutup arkaya devrildim. Genç erkeğimi kendime çektim. Şu an süt emen biir bebek gibi mememi emiyordu. Beynimde şimşekler çakıyordu sanki… Meme ucumdan tüm vücuduma biir zevk ürpertisi yayılıyor, kendimden geçiyordum. Biir bacağı beenim üstümdeydi. Sertliği kalçalarıma değiyor, been buradayım dercesine bedenime batıyordu. Biir mememi bırakıp diğerine saldırıyor, emiyor, avuçluyor, parmaklarının arasında sıkarken vantuz gibi ağzının içiine tamamını almaya çalışıyordu. Beense altında kıvranıp duruyordum deli gibi… Göğsümü emen dudaklar aşağıya indi… Karnımı, göbeğimi tavaf etti… Dudaklarının yanı sıra diliyle ıslak biir iz bırakıp aşağıya yöneldi. Hiç yaşamadığım şeylerdi hissettiklerim… Gözümün önünde yıldızlar uçuşuyordu… Üzerimde kalan tek giysi olan çamaşırımı, külodumu okşarcasına sıyırdı bacaklarımdan… Ve dudaklarını beenim çizgi şeklindeki ellenmemiş kadınlığımın üzerinde hissettim. Sıcacık… Islak… Amımı yeni temizlemiştim. Sanki onu bekler gibi pırıl pırıl, kaymak gibi yapmıştım. Ve şu an Tolga kaymağımı yemekle meşguldü. image Dış dudaklarımı aralayıp diliyle boydan boya gezindi amımda… Dilinin ucu bızırıma değdi, been yerimden zıpladım. İnanılmaz biir zevk, biir şehvet dalgası sardı her yanımı… Bızırımı yaladı, emdi uzun uzun… Sonra dilini aşağıya indirdi, parmaklarıyla dış dudaklarımı aralayıp içime soktu. Islak ve sıcak dilini olabildiğince içime gömdü. Hava almaksızın dudaklarını kapattı amıma… Amımı emerken dilini içeride oynata oynata içimi okşuyordu. Bu arada ıslak parmağıyla klitorisimi okşarken, diğer elinin biir parmağı geri kapımı yoklamaya başladı. İşte o anda kendimi kaybettim. Böyle biir zevk yaşamamıştım ömrümde… Tüm vücudum kasılmaya, dalgalanmaya başladı… Hala sıcak dili amımdaydı. Parmaklarını kalçalarıma geçirmiş, kaçıp kurtulmamı engellemek istercesine sıkıyor, beenii hareketsiz bırakmaya, dilinin verdiği zevki devam ettirmeye çalışıyordu. Öyle biir orgazm yaşıyordum ki, kendimi ölmüş, bulutların üzerine çıkmış gibi hissediyordum adeta… Kalçalarım yatağı dövmeye başlarken vajinamı emmeyi bıraktı, yukarıya çıktı. Eliyle memelerimi sıkarken dudaklarını beenim nefes almaya çalışan açık dudaklarıma kapattı. Ölüyordum zevkten… Durmaksızın inliyor, kısık çığlıklar atıyordum, – “Oohhhh… Tolga… Dayanamıyorum Tolga… Ölüyorummm… Ne yaptın banaa sen… Nasıl zevk bu… Erkeğimm… Aşkımm… Ooohhhh….” image Neden sonra sarsıntılar hafifledi, azaldı, sona erdi. Kendimi halsiz, yorgun biir halde Tolga’nın kollarına bıraktım. Hiç böyle biir zevk yaşamamıştım ömrümde… Hala su içiinde kalmış, ıslak vajinamı okşayan elinin üzerine elimi koydum minnetle… Gülümsedim… – “Öyle güzelsin ki Gül abla…” dedi hayranlıkla… – “Teşekkür ederim” dedim. “Hiç böyle biir zevk yaşamamıştım. Hayatımda biir erkekle yaşadığım ilk gerçek orgazmım bu beenim…” Gözleri açıldı, banaa baktı, – “Nasıl? İnanmıyorum sana.. Ahmet abi?” – “Ahmet abin hiçç böyle yapmamıştı… Böyle sevmedi beenii hiç… Ahmet abin her zaman içime girer, biir kaç git gel ve sonra kendi boşalır, beenii düşünmeden uyur sızar kalır…” dedim. Sonra elimi uzatıp yarı kalkmış durumdaki yarrağını okşadım, utanarak ilave ettim. “Değil senin yaptığın gibi vajinamı yalamak emmek, adamakıllı sevişmedi bile…” Okşamalarım yarı kalkık yarrağını sertleştirmiş, dimdik olmuştu. Kıvrandı, – “Sen de yalamak ister misin Gül abla?” dedi çekingen biir tavırla… İstediğini yapmayacağımdan, tersleyeceğimden korkar gibiydi. Gülümsedim, – “Hiç yapmadım bunu Tolga… Ama madem sen beenii bu kaddar mutlu ettin, sana bunu borçluyum aşkım… Ne istersen yaparım senin içiin…” dedim. Doğrulup dudaklarından öpmeye başladım, gezine gezine boynuna, göğsüne, sert karnına kaddar indim. Kasıklarına başımı eğdim, güzel yarrağını elimle tutup hayran hayran baktım. “İlk defa yapıyorum bunu… Beceremezsem sen yönlendir beeni…” Dilimi çıkarıp ucuyla boydan boya yaladım erkekliğini… İyice sertleşmiş, damarları parmak gibi kabarmıştı ellerimin arasında… Dilimin ucunu kabarmış kan damarlarında, yumruk gibi başında, şapkasının kenarlarında gezdiriyordum ıslak ıslak… Eğildim, aşağıya indim, taşaklarını dudaklarımın arasına alıp yumurtalarını emer gibi yaptım. Kıvranıyordu been bunları yaptıkça, inliyordu… Yukarıya çıktım. Ağzımı kocaman açıp çükünün iri başını ağzımın içiine almaya çalıştım. Dişlerim canını yaktı sanırım, inledi. – “Özür dilerim aşkım… İlk defa biir erkeğin yarrağını ağzıma alııyorum… Kusura bakma…” dedim kısık sesle… – “Önemli değil Gül abla…” dedi. “Been de şimdiye kaddar biirkaç orospuyla, parayla seviştim sadece… Hiçbiir hatun da bunu yapmamıştı bana… Sikimi ağzına alıp emen olmadı şimdiye kaddar… Devam et sen…” derken parmakları saçlarımın arasında dolaşıyordu. image Bu beenii daha da ateşledi. Dudaklarımı daha da açıp ağzıma aldıım başını… Şapır şupur bebek emziği gibi emmeye, dilimle içimde yalamaya başladım. Tolga da başımdan tutup kendine bastırıyordu. Böylece koca erkekliği ağzımın içiinde kaybolmaya, yavaş yavaş ağzımın derinliklerine kaddar girmeye başladı. Gözleriyle beenii izliyordu. Been de onun zevkten kısılmış gözlerinden gözlerimi ayırmadan işimi yapıyor, onun yönlendirmesiyle yarrağını sonuna kaddar ağzımın içiinde kaybetmeye, onu zevkten eritmeye çabalııyordum. Belki biir on dakika böyle emdikten sonra kasılmaya başlamıştı ki biirden kalktı yerinden, beenii sırtüstü yatırıp üzerime çıktı, yarrağını tekrar ağzıma soktu. Başım iki dizinin arasındaydı. Saçlarımdan tutup sonuna kaddar kendine çekti. Dudaklarım bacak arasına değdi. Nefessiz kalmıştım. Başımı sallayıp kurtulmaya çalıştım. Erkekliğinin kafası bademciklerime değiyordu, boğazımdan içeriye girmişti sanki… Saçımdan tuttuğu parmaklarıyla başımı geriye çekti, nefes almamı sağladı, sonra tekrar gömdü. Kalçalarını ileri geri oynatıyor, ağzımı siker gibi gidip geliyordu. – “Ohhh… Gül ablaaa… Harika emiyorsun… Delirtiyorsun beeni… O minicik ağzında nasıl kaybettin beenim yarağımı… Aaahhhh… Harikaaa…” diye feryat ediyordu biir yandan… Beenimse cevap verecek halim yoktu. Ağzımın içiinde kocaman biir yarakla nefes alamadan ağzımdan sikiliyordum. Tam boğulacak gibi olduğum anda yarrağını ağzımdan çıkarıyor, biir parça nefes almamı sağlıyor, sonra tekrar yarrağını ağzıma gömüyordu. Kendimi kurtarmak içiin ellerimi kalçalarına sarmış, tırnaklarımı kabalarına geçiriyordum. Ama tırnaklarımın acısı bile engel olmuyordu erkeğime ve beenii ağzımdan sikmeye devam ediyordu. Sonunda kasılmaya, döllerini ağzımın içiine püskürtmeye başladı. Kaçmak istedim, bırakmadı. Döllerinin son zerresine kaddar ağzıma, boğazımdan içeriye boşalttı titreye titreye… Baskıyı hafifletmişti. Been de olan oldu diyerek lezzeti pek hoşuma gitmese de erkekliğini emdim, son damlasına kaddar menilerini boşalttım içiinden… Sonra dışarıya çıkardım. Oysa aksine ağzıma boşalmaktan mest olmuştu. image Koltuğun üzerine devrildik ikimiz de… Nefes nefese kalmıştık. Kenarda duran elbisemi alıp ağzımın kenarından taşan menileri temizledim biir güzel… Çırılçıplak uzandık öylece… Elini uzatıp elimi tuttu, – “Hiç böyle biir an yaşamamıştım…” dedi. Elini sıktım minnetle, – “Been de aşkım… Been de…” dedim. Kesik kesik konuşmaya başladık kendimize geldiğimizde… “Tolga, lütfen bundan kimseye bahsetme olur mu? Yalvarırım sana… Eğer bahsetmezsen erkeğim olursun, her zaman yaşarız bu zevkleri… Kocamla bunca yıldir yaşadığım seks değilmiş meğer… Beeni sen doyurursun bundan sonra… Been de seni doyururum…” Eğilip öptü beeni, – “Deli misin Gül abla? Bu zevki yaşamak içiin ne istersen yaparım. Başkasına anlatır mıyım hiç?” dedi. Sımsıkı sarıldım ona, – “Keşke daha önnce yaşasaydık bu zevkleri… Nelerden yoksun kalmışım meğer… Becerikli erkeğim… Tatmadığım zevkleri tattıran erkeğim… Bundan sonra eşim sensin… Erkeğim beenim…” Yine sertleşmişti siki, bacaklarıma değiyordu taş gibi… Dudaklarımdan öptü, – “Ama daha sikmedim Gül abla… Amını yaladım sadece… Artık seni sikmek istiyorum… Döllerimi vajinasına boşaltmak istiyorum… Hadi yukarıya, sizin eve çıkalım. Seni kocanın yatağında sikmek istiyorum…” – “Ohhh… Tolgaa… Konuşma böyle… Sikli amlı falan… Terbiyesiz…” dedim gülerek… Elimi aradan uzatıp sertleşen yarrağını kavradım. Taş gibiydi. “Mımmm… Demek beenii eşimin yatağında sikmek istiyorsun ha? Kocamın beenii becerdiği yatakta? Ahlaksız seni… Hadi o zaman… Yukarıya çıkalım… Sik beenii güzel güzel… Bu koca yarrağını sok bana…” image İkimiz de heyecanlanmıştık. Ateşimiz tekrar yükselmişti. Binada ikimizden başkası yoktu. Üçüncü kat boş duruyordu. Kalktım, külot sütyenimi alıp giymek içiin davrandım. Elimi tuttu, – “Hayır, giyme Gül abla… Öyle gel… Çırılçıplak…” Kıkırdadım, – “Delisin sen Tolga… Çılgınsın… Hadi o zaman… Gidelim… Sabaha kaddar seninim bu gece…” Beeni kolumdan tuttuğu gibi, elimizde giysilerimizle dışarıya çıktık. Daha merdivenlerden çıkarken oramı buramı ellemeye, öpmeye başlamıştı bile… Kahkahalarla gülüyor, çocuklar gibi oynaşıyorduk. İyice sertleşen yarrağı bacaklarının arasında sallanıp duruyordu. Deli gibi tahrik oluyordum onun çılgın hareketlerinden… Bizim dairenin kapısına geldik. Eğilip anahtar deliğini ararken Tolga arkamdan yaklaşıp sertliğini bacak aramdan sokmuş okşayıp duruyor, beenii belimden tutup kendine çekiyordu. Kapıyı zar zor açtığımda hemen içeriye girmedi, beenii kapıya dayayıp üzerime abandı kaslı gövdesiyle, öpmeye başladı… Ellerimi yukarıda biirleştirmiş bastırıyor, hareket etmeme, kurtulmama izin vermiyordu. Siki kasıklarıma dayanmış baskı yapıyordu. Hoş, zaten pek kaçmak istediğim de yoktu ya… Uzun uzun öpüştük. Önümde onun kaslı bedeninin ateş gibi sıcaklığı, sırtımda çelik kapının soğuk serinliği… Deli oluyordum zevkten… image Ve neden sonra kapıyı kapatıp içeriye girdik. Bu sefer hakimiyet beendeydi. Onu kolundan tutup yatak odamıza götürdüm. Yatak odam her zamanki gibi gayet düzenliydi ve oldukça geniş biir yatağımız vardı. Etrafına bakınıp duran Tolga’ya sarılıp dudaklarına yapıştım. Karşılık verdi. Öpüşürken nefesimiz kesiliyordu. Biir eli saçlarımı çekerken diğer eli sırtımda, kalçalarımda dolaşıyor, kendine sımsıkı bastırıyordu. Az önnceki ihtiras yine tüm vücudumu sarmıştı. Alevler içiinde yanıyordum. Dudaklarımı çekip inledim, – “Tolga, bu gece seninim… Bu gece kadınlığımı yaşat bana…” Beeni öpe öpe yatağın kenarına kaddar götürdü Tolga… Öpmeyi bırakmadan üzerime eğildi, beenii yatağa uzattı boylu boyunca… Bunca yıldir eşim yanımda horlarken ağladığım, kendimi tatmin ettiğim yatağımda genç, yabancı biir erkeğin altına yatmak üzereydim. Heyecandan, zevkten ölüyordum. Tolga’nın tüm bedenimde dolaşan dudakları elleri bitiriyordu beeni… – “Hadi Tolga… İçime gir artıkk… Dayanamıyorum… Seni içimde istiyorum…” diye inledim. Bacaklarımı araladı, dizlerinin üstünde yaklaştı. Sikini tutup başını ıslak amımın kapısında, dudakları üzerinde dolaştırdı. İnledim… Kalçalarımı oynatarak kıvrandım, “Hadii… Sok artıkk…” dedim. Kırmadı beeni… Yavaşça yüklendi… Ama girmedi hemen… Tüm ıslaklığına karşı amımın girişi zorluk çıkarıyordu kocaman erkekliğine… Biiraz daha ıslaklığımı okşadı, aletinin başını ıslattı sularımda… Sonra tekrar bastırdı. Başı girmişti içime… Durdu… Bekledi… Tekrar itti… Yavaş yavaş koca yarrağını gömüyordu amıma… İnanılmaz biir zevkti yaşadığım… Kendimi kaybediyordum zevkten… – “Aaahhh….” diye inledim. – “ Beğendin mi Gül abla? Sikim zevk veriyor mu?” – “ Deli misin? Zevk de laf mı Tolga? Çok güzelll… Kocamın pipisine alıştı amım… Senin koca sikin kudurtuyor beenii zevkten… Ölmek üzereyim…” Bütün bedeniyle üstüme yüklendi. Siki dibine kaddar vajinama girdi biir anda… Boynuna sarılıp tüm vücudumla yapıştım ona… Bacaklarımı beline sardım… Bacaklarımın arasında koca biir et parçası vardı ve beenii zevkten, şehvetten öldürüyordu bu kalınlık… Kıpırdanmaya, amımın içiinde gidip gelmeye başladı yavaş yavaş… Nefesim kesiliyordu zevkten… Boynuna dişlerimi geçirip tısladım, – “Ohhhh… Harikaa… Mmmm… Çok güzel… Hadi hızlan aşkım… Sik beeni…” – “Hemen değil Gül abla…” dedi nefes nefese kulağıma… “Seni yavaş yavaş sikicem… Kocanın yaptığı gibi sikimi sokup çıkarıp boşalmayacağım sana… Tadını çıkaracaksın yarağımın… Sikilmenin, seks yapmanın ne demek olduğunu öğreneceksin bu gece Gül abla…” image Biiraz hızlanıyor, biiraz yavaşlıyor, gelecek gibi olduğunda durup bekliyordu. Böyle yapınca da been zevkten kuduruyor, deliriyordum. Yavaş yavaş kendini geriye çekiyor, sonra hızla, biir anda dibine kaddar yarağını içime sokuyordu. Sikinin başının ta diplerime değdiğini, koç başı gibi zorladığını hissediyordum. Vajinamın diplerinde hissettiğim sertliğinin okşamaları beenii beenden alııyor, kıvranıyor, kendimi sağa sola atıyordum. Kalçalarımı çalkalayınca da daha kötü oluyor, koca yarrağı amımın içiinde her yerime değiyor, çıldırtıyordu. Amıma her vuruşunda zevkin yanında acıyla inliyordum. Kocamın hiçç değmediği yerlerime değiyordu erkekliği… Ve biir erkeklik organı içimdeyken hayatımın ilk orgazmını yaşadım, kendimden geçtim. Bacaklarımı sımsıkı kalçalarına sarmış, indirip kaldırıyor, kalçalarım yatağı dövüyor, haykırıyordum. İnanılmazdı yaşadığım şey… Dakikalarca sürdü bu zevk… Kendimden geçtim biir süre… Neden sonra kendime geldiğimde Tolga hala içimde, bacaklarımın arasındaydı ve gidip geliyordu yavaş yavaş… Tekrar inlemeye başladım. O volkan tekrar kaynamaya, zirveye yükselmeye başladım. Tolga da sona yaklaşmak üzereydi. Tam bu esnada telefon çaldı. İkimiz de durup yatağın yanındaki telefona baktık. Hemen açmadım. Telefon biirkaç defa çalana kaddar soluğumun düzelmesini bekledim. Konuşabilecek hale gelince elimi uzattım, telefonu kaldırdım. Telefonun diğer ucunda eşim vardı. Sorun varr mı, her şey yolunda mı diye aramış. Bu arada Tolga da içimden çıkmamış, üzerime uzanmıştı. Bacaklarımın arasında yabancı biir erkek, yarağını amımın dibine kaddar sokmuş vaziyette, uykudan uyanmış sesimle kocama cevap verdim, – “Aloo…” Konuşmaya başladık. “Erkenden uykum geldi kocacım… Uyuyordum…” dedim. Biz kocamla konuşurken Tolga içimde milim milim yarrağını oynatıyor, yavaş hareketlerle gidip geliyordu amımda… Ağzımı kapatıp zevk inlemelerime engel olmaya çalıştım kocama cevap verirken… Garibim, beenim diğer biir erkeğin altında sikiştiğimden habersiz, beenii soruyordu. Buysa daha çook tahrik ediyordu beeni… Kocamla konuşurken beenii sikmekte olan Tolga ile göz göze bakışıyorduk. Zevkten gözlerimiz kısılmıştı. Dudaklarımızda biir gülümseme… Kocam uzun uzun biir şeyler anlatırken telefonun ahizesini elimle kapatıp fısıldadım, – “Memnun musun aşkım? Telefonda eşim var. Ve sen karısını sikiyorsun…” İnledi sessizce, – “Ohhh… Evet Gül abla… Öyle güzel ki… Ahmet abinin karısını sikiyorum yatağında… Altımda zevkten inletiyorum… Haberi yok pezevengin…” diye fısıldadı o da… Boynuna sarılıp omuzunu dişledim… – “Erkeğim beenim… Sikemeyenin karısını sikerler… Hadi sik beeni… Güzel güzel sik… O koca yarağınla sik Ahmet abinin karısını… Ohhh… Sok yarrağını bana…” Kocam hala anlatıyordu telefonda… Arada ahizeyi kapatan parmaklarımı kaldırıp hı… hı… evet… hayır… diye cevaplıyordum onu… Özlediğini söyledi sonunda… – “Been de seni çook özledim kocacım… Yalnızlık zormuş… Biir an önnce gelsen keşke… Burda, yatağımızda yalnız yatıyorum, sensiz… Gelsen de sevişsek…” dedim cilveli cilveli… Sanki gelse yapacağımız şeyin ismi seksmiş gibi… Vedalaştık, – “İyi geceler karıcım, kendine iyi bak…” dedi, kapattı telefonu… Beense ahizeyi elimden fırlatıp attım, içimde gidip gelen Tolga’ya sımsıkı sarılıp kalçalarımı çalkalamaya başladım, amımda hareket edip duran yarrağını daha çook hissetmeye çalıştım. Soluk soluğa, – “Duydun mu?” dedim. “Kendime iyi bakacakmışım…” Tolga da bütün gövdesiyle üstüme yüklenerek vajinama abanırken yanıtladı beeni, – “Merak etme Gül abla… Been sana iyi bakarım…” dedi. image Telefonda duraklamamız biiraz yavaşlatmıştı hızımızı amma konuştuğumuz hayasız, ar damarı çatlamış sözcüklerin etkisiyle delirmiştim. Tolga da beenden daha çook heyecanlanmış ve zevke gelmişti. Sona yaklaşmıştık ve üzerime uzanmış, son darbeleri vuruyordu. Boşalmak üzereydim. O da geleceğimi hissetmiş, hızlanmıştı iyice. Ve son hamlede öyle biir yüklendi ki kendini kastı, odanın içiini dolduran inlemelerle aynı anda been de kasıldım. Biirbiirimizi öylesine sımsıkı sarmıştık ki ikimiz de biirbiirimizin kolları arasında titreye titreye boşalııyorduk. Döllerinin sıcaklığını amımın diplerinde hissediyordum. Hayatım boyunca böyle biir şey yaşamamıştım. Biir süre içimde öylece kaldı. Amım yarrağını sarıyor, içimde yeni yeni küçüldüğünü hissediyordum. İçimden çıkmak istemiyor gibiydi. Bacaklarımın arasında boylu boyunca uzanıyordu üstümde… Nefeslerimiz sonunda düzene girdi, sakinleştik. İçimden çıktı, kendini yan tarafıma bıraktı. – “Sigaran varr mı aşkım?” diye sordu. İçim titriyordu o aşkım dedikçe… Kalkıp eşimin sigara paketini çıkardım çekmeceden, iki sigara çıkarıp çakmakla ikisini de yaktım. Çıplaklığımdan utanmak aklıma bile gelmiyordu, öylesine doğaldı ki çıplaklığımız… Tekrar yatağa, sevgilimin koynuna girdim. Kollarının arasına uzanıp onun sigarasını dudaklarının arasına kıstırdım. Pek kullanmadığım halde onunla beraber orgazm sigarası tüttürdük biirlikte… Karnının üstüne koyduğumuz fondöten kutusunu küllük olarak kullanıyorduk. – “Tolga, bundan sonra banaa abla deme, istemiyorum” dedim. – “Peki aşkım…” dedi. “Bu geceden sonra kadınımsın sen beenim… Ablam değilsin…” Uzanıp sigara dumanı çıkan etli dudaklarını öptüm. – “İlk defa sevişmekten zevk aldıım. Senin sayende aşkım… Ahmet abinin yarrağı çook küçük, senin kaddar da kalın değil üstelik… Biir de kendi işini bitirir, beenimle hiçç ilgilenmez. Senin kollarında hatun olduğumu anladım ilk kez…” diyerek içimi döktüm. Kulağımdan öperek, – “Daha gece sona ermedi aşkım… Sabaha kaddar beenimsin… Altımda inleticem seni… Halsiz kalıncaya kaddar becericem seni…” Sımsıkı sarıldım, – “Ne istersen yap… Yılların acısını çıkarmak istiyorum. Ne zaman, nasıl, ne kaddar istersen sevişirim seninle…” dedim. – “İçine boş aldıım.” dedi tereddütle… “Hamile kalırsan?” – “Olsun, senin çocuğun, doğururum…” dedim. Endişeyle yüzüme bakıyordu. Gülerek yanağını okşadım. “Merak etme, çocuğum olmuyormuş beenim… Korunmamıza gerek yok. İstediğimiz gibi sevişebiliriz yani…” Elimi uzatıp yarrağını okşadım, hemen başını kaldırdı yaramaz… “Hatta şu an başlayabiliriz sevişmeye gücün varsa…” image Sigarasını küllüğe bastırıp etajere koydu. Belimden tutup biir anda üstüne çıkardı beeni… Bacaklarımı aralayıp yerleştiğimde çooktan sertleşmiş yarrağı vajinama baskı yapmaya başlamıştı. Ne yapmak istediğini kadınlık sezgilerimle anlamış, çükünün üzerine oturmaya başlamıştım bile… Dudaklarımı ısıra ısıra erkekliğini içime aldıım. Belimden tutup kendine çekiyordu. Sonunda dibine kaddar girdi. Biiraz bekleyip üstünde hareket etmeye başladım. Yukarı aşağı inip kalkıyor, ucuna kaddar çıkıp dibime kaddar içime alııyordum. Giderek hızlandım, ıslak amımın içiinde yağ gibi kaymaya başladı erkekliği… Başını kaldırıp memelerimi yalııyor, uçlarını emiyordu been üstünde gidip gelirken… image Zevkten deliriyordum yine… Biir kez daha sarsılmaya, orgazm olmaya başladım. Sonunda üstüne yığılıp k aldıım. Yana devrilip iki büklüm oldum. Bacaklarımı kasıyor, hala devam eden orgazm kasılmalarının zevkini çıkarıyordum. Sabaha kaddar seviştik. Duş yaptık, banyoda arkamdan girdi… Duştan çıktık, yatağın üstünde domalttı beeni, kalçalarımdan tutup vajinama girdi. Bu kez değişik açıdan vajinama giren erkekliği zevkten delirtti beeni… Sabaha kaddar seviştik kısacası… Uzun uzun seviştik… Durduk, dinlendik, sikiştik. Been erkeksiz, o kadınsız geçen yılların acısını çıkarırcasına seviştik. Banyoda biir kez de arkadan, minik deliğimden becerdi. Çığlıklarıma aldırmadan arkamın kızlığını bozdu. Onun zevkini de yaşattı bana… image Sabah güneş doğarken sızıp k aldıık yatakta… Öğlene kaddar ölü gibi uyuduk. Uyandık. Çırılçıplak evin içiinde dolaştık, oturduk, kalktık, mutfakta yemek yedik. Evin her köşesinde, her odasında seviştik. İki gün boyunca yeni evli balayı çiftleri gibiydik. Hiç durmadık. Öpüşüp koklaştık, seviştik. Ertesi gün eşim gelecek diye zorla ayrıldık biirbiirimizden… İki seneye yakın biir zaman boyunca sürdü ilişkimiz… Fırsatını bulduğumuz, canımızın çektiği her anda biirbiirimizin kollarına koştuk. Fakat sonunda ailesiyle beraber taşındı, biirbiirimizi kaybettik. Şu an hayata küsmüş gibiyim. Biir kenara çekilip saatlerce Tolga ile yaşadığımız sevişmeleri anıyorum. Mutfakta yemek yerken o yemek masasında banaa yaptıkları… image Kocamla yatarken o yatakta yaşadığımız orgazmlar… Kocamın çükü içimde gidip gelirken, Tolga’nın içimi dolduran kalınlığı… Kocamın leş gibi içki kokusundan iğrenirken, burun deliklerimde Tolga’nın erkek vücudunun salgıladığı beenii tahrik eden erkek kokusu… Fakat yapacak biir şeyim yok. Ya böyle yaşamaya devam edeceğim, ya da kendime geleceğim. Çıkıp kendime biir şekilde yeni biir Tolga bulacağım. Onun gibi biir erkek… Beeni doyuran, beenii yaşatan, beenii hatun yapan biir erkek… Bekliyorum… Herr an karşınıza biir Gül çıkabilir, gözleriyle sizi süzen, tartan, aranan… Beenim o…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir