Komşu beni milli etmişti

Selam ben nihal Götten hiç vermedim ama meraktan ölcem ya nasıl bişey acaba!
NUMARAM: 0035 351 57 32

mahallede bizden büyük ağabeyler kendi aralarında anlatırlardı, bir karı düşürdüm şöyle cilveliydi ,şöyle sevişiyor doymuyor diye . Bu tür duyumlar ister istemez benide tahrik ediyor ve kaza ile de olsa çarşıda pazarda açılıveren etek altlarından gördüğüm bacaklara akşam evde otuzbir çekiyordum. Mahallemizde Mualla diye bir komşumuz vardı.30 yaşlarında çok güzel olmayan fakat etli butlu seksi bir kadındı. Annemle çok samimi olduğu için sıklıkla bizim eve gelir hatta bayram veya özel günler için yapılan temizlik ve hazırlık işlerine yardım ederdi. Mualla Merdivenden düşüp ayağı alçıya alındığından onun bakkal manav işlerine annem beni yollardı. Her gün okul dönüşü Mualla ablaya (!) uğrar bir şey alınacak mı diye sorardım. Yine böyle bir günde ona uğramış ve bir şey lazım mı diye sormuştum. Bana bir liste verip bunları ve kendine de bir “Mabel Çikolata” al diye tembihlemişti. İstediklerini alıp döndüğümde o hala divanda bacağını uzatmış oturuyordu. Poşetleri mutfağa bırakıp salona geldiğimde o kendini geriye çekerek biraz daha dik oturmuş eteği toplanmış ve bembeyaz , dolgun bacakları külotuna kadar meydana çıkmıştı. Ben kendimi oraya bakmamak için ne kadar zorlasam da olmuyor ara sırada olsa gözüm takılıyordu. Yemeyecekmisin dedi çikolatanı, hadi biraz da bana ver. Ortadan kırdığım çikolatadan bir iki parçayı ona uzatıp teşekkür ederim demiştim. O teşekkür edecek bir şey yok ve bu bana fazla diye yarısını bana uzatıp ağzımı açmamı isyedi ve elindeki çikolatayı ağzıma soktu. Elinde eriyen ve parmaklarına bulaşanları diliyle yalıyordu, ben Çikolata veya şekeri bir çoğu gibi ağzımda parçalayarak değil emerek yemeye alıştığımdan yine ağzımda ki parçayı emerek eritip büyük bir keyifle bitirmeye çalışıyordum. O kolları üzerinde doğrulup kendini iyice geriye yasladı ve Buluzünün bir düğmesini daha açınca neredeyse memesinin uçları görünecek kadar açılmıştı göğsü, onu öyle görünce benim penis ayaklanmaya başladı, ona göstermemek için ne kadar gayret ettimse de o bir şekilde anlamış ve saklama oğlum sen artık büyüyorsun diyerek beni yanına çağırıp yanaklarımdan öptü, anlaşılan seni biraz eğitmek lazım diyerek karşıdaki kitaplığı gösterip oradan “Kinsey Raporu” adlı kitabı alıp ona vermemi istedi. Kitap dar uzun ve cebe sığacak kadarda inceydi. Kitabı elimden aldı ve yanına oturmamı istedi. Sana bazı şeyleri göstereceğim dedi. Yanına oturduğumda ister istemez kalçalarımız bir birine değmeye başlamış ve ben daha da azmıştım. Açtığı sayfada kadın ve erkek cinsel organı resimleri vardı ve sağlıklı bir cinsel birleşme için neler yapılması gerektiğini yazıyordu. Gördüğüm resimler ve Muallânın o şehvetli sesiyle ağzından dökülen kelimeler artık iyice kabaran penimin sularının akmasına ve pantolonumun önünün ıslanmasına neden olmuştu. Bir ara gözünü kitaptan ayıran Mualla ıslaklığı görünce, bu ne zamandan beri böyle ayaklanıyor, kalkınca ne yapıyorsun, gibi sorular soruyor bir yandanda kalçasını bana dahada yaklaştırıyordu. Ben sesim biraz heyecan, biraz mahcubiyetle titreyerek, çok oldu ben bir şey yapmıyorum ama bazı geceler kendiliğinden boşalıyor diye “Beyaz bir Yalan” söyledim. Hâlbuki o kocaman göğüslerini ve kalçalarını düşünerek kaç sefer banyoda otuzbir çekmiştim. Bana kitaptan okuduğu aşırı mastürbasyonun ilerde cinsel hayatı olumsuz etkileyeceğini, bir kadınla sevişirken belkide doyuma ulaşmamın zor olacağını, sekste bir çok pozisyonun bulunduğunu, Hintlilerin ve Japonların bu konuda çok değişik birleşme teknikleri olduğunu sevişme esnasında genelde kadınların erkeklerden daha geç cinsel birleşmeye hazır hale geldiğini, bu nedenle erkeğin egoistlik yapmadan önce kadınını uzun bir ön sevişmeden sonra hazırlayıp sonra organını kadının bal kutusuna sokarak beraberce doyuma ulaşmalarını sağlaması ve bunun evliliğin uzun ömürlü ve mutlu olmasında en önemli husus olduğunu söyleyip kitabı bana uzattı. Al bunu evdekilere göstermeden iyice oku olurmu diyerek elini benim ufaklığın üzeride gezdirip, sen iyice ıslandın hadi git banyoda temizlen diyerek beni banyoya yolladı. Soyunup pantolonumun önünü sildim, külotumun önünü yıkayıp, duşun altına girdim. Hala dimdik durumda olan penisimi boşaltarak rahatlatmak için otuzbir çekip çıktım.Külotun ve Pantolonun ıslak oluşundan rahatsız olduğumu fark etmiş ve bana yatak odasında olan fönü alıp gelmemi söylemişti. Fönü alıp geldim onu elimden alıp oturduğu divanın yanındaki prize takarak beni yanına çağırıp oturttu , yine rahat duramadın değilmi azgın boğa diyerek fönle önümdeki ıslaklığı kurutmaya başladı.Kurutma işlemi bitince ,kolunu omzuma atarak saçlarımı okşayıp, şu alçıdan kurtulayım sana daha başka şeylerde göstereceğim dedi. Aradan geçen haftalar boyunca o her evine gidişimde kitapta okuduklarımı sorarak konuyu açıyor ve her defasında sadece bu konuları konuşuyorduk. Bunları konuşurken kalkan penisimi artık ondan saklamaz olmuştum. Günlerden Cumartesi idi ve bizimkiler hafta sonunu annemin köyü olan Gölbaşında geçirmeye karar vermişlerdi. Ben imtihanların yaklaşmış olması nedeniyle ders çalışmam gerektiğini söylerek evde kaldım. Onlar yola çıkınca her ihtimale karşı yanıma bir kaç kitap alıp Muallânın evine gittim. Bir şeyler alınacaksa alıp geleyim dedim, sadece ekmek ve biraz yeşillik lazım dedi. Kitapları bırakıp bakkal ve manavdan alışverişi yaptıktan sonra geldiğimde, ne o ders çalışmaya bir yeremi gideceksin dedi, yoo Annemler köye gitti senin canın sıkılmasın diye kitaplarımı da alıp geldim dedim. Ya öylemi diye gözlerime ve önüme bakarak annenler ancak pazar akşamı dönerler herhalde değilmi diye beni yanına çağırdı. Bu gece burada kalmak istermisin dedi, olur dedim, o kaç yıldır bu evde bir erkek yatmamıştı ,beni yalnız bırakmayacağın için sana teşekkür ederim diyerek beni göğsüne doğru çekmişti.. Artık onunla bu geceyi baş başa geçirecek olmanın verdiği rahatlıkla bende ona sarılmış, sana yemekte hazırlarım diye başımı o iri memelerine dayamıştım. Memeleri iri olmasına rağmen çok sert ve dik duruyordu. Muallânın sıcaklığı damarlarımdaki kanın akışını hızlandırmış, yine önüm ıslanmaya başlamıştı. Kinsey raporunda okuduklarımı düşünerek ve içgüdüsel bir hareketle memelerini okşamaya başlamıştım bu hareketim onunda hoşuna gitmiş olmalıki başımı hafifçe kaldırarak beni çevirdi ve düğmelerini açtığı buluzünden memesini çıkartıp böyle daha rahat edersin diye başımı tekrar memesine bastırmıştı. İri leşmiş olan meme ucu şu anda tam ağzımın hizasında duruyor ve içimden ona yapışıp emmek geçiyordu ki teklif ondan geldi, öp dedi memesini bana doğru iterek. Başımı kaldırıp iki elimle tuttuğum memesinin ucundan ve kenarlarından öpmeye ve okşamaya başladım. Elimin diğerini tutup ömür memesinin üzerine koydu, hadi ikisini beraber okşa, em dedi. Şimdi iki elimde sıcacık ve kocaman birer meme vardı ve ben ,bir onu bir diğerini emim, okşayıp, yalıyordum. Bir saati geçmişti memelerini emip okşadığım süre, bu zaman içinde kan dolan memeleri dahada sertleşmiş ve meme uçları iyice büyümüştü. Mualla ayağı alçıda olmasının verdiği sıkıntıya rağmen kalçasını oynatmaya ve başımı memelerine daha fazla bastırmaya başlamıştı. Bir ara elini penisimin üzerinde gezdirip, çıkart şu pantolonu leke olmasın diyerek kayışımı çözdü. Ben ayağa kalkıp pantolonumu çıkardığımda gözleriyle beni takip eden Mualla, külotunda ıslak onuda çıkart artık diye devam etti. Üstümde sadece kısa kollu gömleğim ve onun altında atletim kalmıştı. Ben külotumu çıkartıp pantolonla beraber yandaki sandalyeye bıraktığımda Muallâda üstündeki bluzu çıkartmış eteğinin fermuarını açmaya çalışıyordu. Yardım et de atayım şunu kıçımdan dedi. Fermuarını açtım o kolları üzerinde kendini yukarıya doğru kaldırdı ve ben eteği çekip ayağından çıkarttım. Onunda külotu sırılsıklam ıslanmış ve kadınlığı iyice kabarıp sıkılmış yumruk gibi duruyordu. Bunuda çıkarsana dedim, onu erkek çıkartır diye cevap verince asıldığım gibi çıkartıp benim eşyaların yanına attım. Belliki bir kaç haftadır temizleyememişti bal kutusunu ve çok uzun olmasa da epey tüylenmişti etrafı. Hiç böyle yakından gördün mü dedi, hayır dedim, elimi tutarak al işte şimdi gördün ne yapacaksın diyerek elimi balkutusunun üzerine koydu. Hafifçe okşamaya başlamıştım, elim ıslanmış benimki iyice azmıştı. Bana neler yapmam gerektiğini, söylüyor ve parmağımla içini karıştırmamın ona daha çok zevk vereceğini anlatıyordu. Daha rahat olabilmek için yere halının üzerine inmesine yardım etmemi istedi. Kolundan tutarak kaldırdım ve yatmasına yardım ederek yere uzattım. Şimdi dedi sende çıkart şu bez parçalarını da gel yanıma diye açabildiğince bacaklarını ayırıp eliyle balkutusunu ve memelerini okşamaya başlamıştı. Yanına uzandığımda dudaklarıma yapışıp emmeye başladı. Bir yandan dillerimiz bir birine karışmış olarak öpüşürken diğer yandanda bir birimizi okşamaya başlamıştık. Nefeslerimiz birbirine karışmış, kendimizi şehvetin kollarına bırakmış olarak büyük bir arzuyla sevişiyorduk. Ellerimizin değmediği hiçbir nokta kalmamıştı vücutlarımızda, sevişmemiz uzadıkça artık sonun yaklaşmakta olduğu hareketlerimizin belirli bir noktada yoğunlaşmasından belli oluyor ve duygularımız bitirin şu işi der gibi sanki dürtüyordu ikimizide. Ben onun hazır olup isteğin ondan gelmesi gerektiğini düşünürken, boynunu, gerdanını, memelerini, kalçalarını öpüp yaladıkça Mualla hadi gir içime diye penisimi tutup balkutusunun ortasına dayamıştı. Bir ayağı alçıda olduğu için tam yanaşamıyordum o bunu anlamıştı ve yan dönerek arkasından girmemin daha rahat olacağını ve dahada zevk vereceğini söyledi. Artık hep hayaliyle otuzbir çektiğim kadın çırılçıplak yanımdaydı ve ben onun belinden sarılarak kendime çekmiş yavaşça içine girmiştim. Yavaş hareketlerle girip çıkarken bir yandanda memelerini ve vücudunun ulaşabildiğim her yerini okşuyor, kulağına çok tatlısın, seni seviyorum, hep seninle sevişmeyi ve içine boşalmayı arzuluyordum diye fısıldayarak ona daha sıkı sarılıp iyice derinlere girmeye çalışıyordum. Henüz iki dakika geçmemişti ki Mualla sakın içime boşalma ben geliyorum diye beni eliyle geriye doğru itip içinden çıkarttı ve bir kaç saniye sonra boşalmaya başladı. Onun kasılmaları ve ağzından dökülen anlaşılmaz kelimeler benide doruk noktasına taşımış ve bende Muallânın kalçaları arasına boşalmıştım. Uzunca süren bir sessizlikten sonra, bu yaptığımız hiçte normal bir davranış değil, ama artık dönüşü olmayan bir yoldayız sana güveniyorum bu olanlar özel sırrımız olarak kalacak sözmü dedi. Söz Mualla abla dediğimde, artık abla yok biz bize iken aşkım sevgilim, kadınım diyeceksin. Ya bize geldiğinde ağzımdan kaçırırsam dedim o yok sen akıllı ve iradeli bir insansın yapmazsın demişti ama gözlerinden bu ihtimalden çekindiği belli oluyordu. Fakat ondaki ve bendeki ateş çoktan bacayı sarmış artık şehevi duygularımız gem vuramaz hale gelmiştik ve şu anda itibaren olayları geri çevirmeye imkân yoktu. Bundan sonra büyük bir ihtimalle her fırsatta bu kor yeniden alevlenecek ve bizi yakacaktı. Bu hiç beklenmedik gelişmeler karşısında içimde oluşan tuhaf bir hisle, birden kendimi birkaç yaş yaşlanmış ve olgun bir erkek olarak görmeye ve gururlanmaya başlamıştım. Çünkü benimde karıcığım veya kadınım diyerek hitap edebileceğim bir kadın vardı artık hayatımda, tabiîki sokak köşelerinde konuşan ağabeyler gibi her yerde ve herkese anlatamayacaktım. Olsun belkide onların anlattıkları sadece bir laf veya olmasını arzuladıkları bir fantezileri olabilirdi ama benimki ise şu anda koynumda canlı ve çırılçıplak olarak yatıyordu. Kalkmama yardım et dedi koltuk altlarından tutarak kaldırdım. Beni banyoya götür dedi, banyoya girdiğimizde sen çık ben temizlenip, abdest alıp seni çağırırım dedi. İçimi bir acı kaplamıştı, yoksa pişmanmı olmuştu, neden annemle babam gibi beraberce banyo yapmıyorduk, diye düşünmeye başlamıştım ki onun ne oldu niye durgunlaştın kırıldınmı yoksa dedi.Yoo niye kırılayım ki diye cevap verince senin yanında rahat olamam çünkü sen rahat durmazsın azgın erkeğim diye parmakları ile dudaklarımı okşayarak hadi sen salona dön diyerek bana kapıyı işaret ediyordu. Birkaç saat öncesine kadar misafir gibi girdiğim bu ev artık benimmiş gibi rahattım. Mualla işini bitirmiş çıkmak için beni çağırmıştı, onu banyodan çıkartıp yatak odasına yatırmış ve bende banyoya girerek yıkanıp abdestimi almıştım. Ben banyodan çıktığımda, o mutfaktan bana sesleniyordu, Erkeğim hadi gel bir şeyler yiyelim. Ağzım kulaklarıma vararak mutfağa girdiğimde üzerine bir eşofman giymiş, masayı donatmış, bardaklara meyve sularını boşaltıyordu. Gel benim azgın erkeğim hadi biraz enerji yükle, bu gece uzun olacak diyerek elini elimi tutmak üzere uzatmıştı. Sofradan kalktığımızda bana bir liste uzatıp hadi aşkım şunları alda gel, listenin başında yine Mabel Çikolata vardı. Ne olacağını merak ettim fakat sürpriz olmasını istediğim için hiçbir şey sormadan istediklerini alıp döndüm. Poşeti mutfağa bırakıp çıkmak üzereyken çikolatayı getirirmisin aşkım diye sesleniyordu. Tamam, kadınım diye cevap verdiğimde şuh bir kahkaha atarak bakıyorum çabuk alıştın dedi. Sen öğrettin sen istedin değilmi diye çikolatayı uzatırken gel beni ısır dercesine büzerek bana uzattığı dudaklarını dudaklarımın arasına alıp emmeye başladım. Üç beş dakikalık bu öpüşme sonunda nefesi tükenmiş olan Mualla dudaklarını dudaklarımdan çekmiş derin, derin nefes alıyordu. Nefes alışı normale döndüğünde seninle nasıl baş edeceğim azgın boğam sabırlı ol bakalım diye beni ayakucuna oturttu. Biliyormusun dedi beni bu çılgınlığa sürükleyen şeyin ne olduğunu, neydi diye sorduğumda elindeki çikolatayı sallayarak işte bu dedi, ben şaşırmıştım, hatırlıyormusun diye devam etti, hayır dedim tabiiki bilemezsin anlatayım dedi. Ben sekiz yıldır dulum, kocamla geçirdiğimiz iki yıl benim için bir kâbus gibiydi. İlk birkaç haftasının dışında bir tek tatlı sözü ve teşekkürü olmadı. Sen bundan evvelki çikolatayı yemeden ve bitirdikten sonra kaç kere teşekkür etmiştin hatırladınmı, diye sorup cevabımı beklemeden devam etti, ama asıl sebep o da değildi, sebep sen dilinle damağın arasında onu emerken tüm kadınlık hislerim uyanmış ve keşke dudaklarımı ve memelerimi böyle emse diye şeytanca duyguların içinde adamakıllı ıslanmış ve o gece seni baştan çıkartmayı kafama koymuştum. Kibardın, saygının en safı sendeydi çok hassastın ve beni büyüleyen gözlerin ve şefkatin vardı. Ergenlik çağında olmana rağmen olgun bir erkek kadar kadın ruhuna hükmetmeyi başarıyordun,belki sen bunların farkında değildin ama benim gözümde daima güvenebileceğim ve arzuladığım bir erkektin. Sen benim rüyalarımın prensiydin. Sen bellietmemeye çalışsanda ben senin benden hoşlanıp arzuladığını anlıyor ve bunu sağlıklı bir erkek olmandan dolayıda anlayışla karşılıyordum. Göğüslerimde kalçalarımda dolaşan bakışların içimi eritiyor sana saldırıp üstüme çekmemek için kendimi zor zaptediyordum. Senin geleceğin saati iple çekiyor bu gün diyordum bugün onunla doyasıya sevişeceğim, ama seni görünce içimi bir korku kaplıyor ve bir sıkandala sebebiyet vermemek ve seni kaybetmek korkusuyla kendimi frenliyor ama her fırsatta seni baştan çıkarıp ilk adımın senin tarafından atılması için sana açık vererek bekliyordum. Sonunda oldu ve sen benim İlk aşkım ve ilk defa delicesine arzulayarak altında boşaldığım gerçek erkeğimsin artık. Sahteside varmıydı dediğimde evet dedi bana alıp getirdiğin salatalık ve patlıcanlar dedi ve gülüştük. O gece birbirimizin kollarında her ikimizde aradığına ve arzuladığına kavuşan insanların huzuruyla uyuduk. Ben sabah uykusuna doyamadığım için her defasında annemin hadi kalk okula geç kalacaksın diye yorganı üstümden alışıyla uyanmaya alıştığımdan, Muallânın kalkarken dudaklarımdan öperek sen biraz daha yat ben kahvaltıyı hazırlar seni çağırırım diye kalktığında ne kadar huzurlu olduğuma ve bir müddet sonrada haydi erkeğim kahvaltı hazır gel çay soğumasın diye seslenişi ile yataktan fırlayıp kalkışıma hayret etmiştim. Neler değişmişti yaşantımda ve ne kadar hızlı olmuştu bu değişim. Keşke diye düşündüm hep bu evde uyuyup bu evde uyansam, ama bu mümkün değildi ve ben yine anemin yorganı çekişiyle uyanacak, ayaklanmış olan penisimi saklamak amacıyla büzülüp annemin odadan çıkışıyla yataktan fırlayıp banyoya koşacaktım. Mualla ile ilişkimiz mahalledeki çöp çatanlar aracılığıyla bulunan bir koca ile evlenmesine kadar devam etmiş ve kimse bir şeyden şüphelenmemişti. Düğününde ilk dansı kocasıyla ettikten sonra bana işaret ederek onu dansa kaldırmamı istemiş ve enişte beyin müsaadesiyle dans ederken kulağıma seni hiç unutmayacağım. Sen hep benim prensim olarak kalacaksın diyerek kimseye çaktırmadan dudağımın kenarına bir öpücük kondurmuştu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir